YEDİ DUVAK DANSI YA DA KELİMELER… – BERGÜZAR KOREL
Salome’nin yedi duvak dansı ona istediğini elde etmesini sağlayan yeteneği. 46 sayfalarında Salome olarak karşımıza çıkan Bergüzar Korel ile gerçekleştirdiğimiz sohbette son noktayı koyduğumuz konu da bu. Bu hikayenin içine girdiğimizde ister istemez en güçlü silahını soruyorsunuz kendinize ve çevrenizdekilere. Onun cevabıysa çok net: Kelimelerim…
Oscar Wilde oyununda Salome’yi bir ‘femme fatale’ olarak resmediyor. Şu anda Salome’yi canlandırıyorsun. Sen ‘femme fatale’ tanımına ne kadar yakın veya ne kadar uzaksın?
Oscar Wilde’ın resmettiği ‘femme fatale’ alışık olduğumuz femme fatale tanımından çok uzak bence… Yaşadığımız dönemde yeni keşfedilmiş bir tanımdan öteye gidemeyen femme fatale istediği şey doğrultusunda karşısındaki erkeğe karşı dişiliğini kullanmaktan çekinmeyen ve bunu yaparken de erkeğin itibarını, hayatını, maddi varlıklarını, kişiliğini sıfırlamaya kadar götürebilecek şekilde acımasızca kullanabilecek, günümüzde tek boyutlu kelime dağarcığımıza katılan ‘Vamp’ kadın tanımıdır… Elde etmek istediği ne varsa cinsellğini kullanarak sahip olur. Oscar Wilde’ın estetik bağımlılığıyla birleştiğinde elbette bu tanımların hiçbiri/hepsi yazıldığı ya da bilindiği kadar korkunç gelmiyor insana. Belki de benim Oscar Wilde hayranlığımdan bana öyle geliyor bilmiyorum. Femme Fatale tanımı herhalde tiyatro sahnesi ya da sinema perdesinde canlanacak iyi yazılmış bir text ile bana yakın olabilir ancak… Bir kaç kağıt parçasında yer kapmaya çalışan satırlar… O kadar…
Senin anlayışına göre ‘femme fatale’ denen şey her kadında biraz bulunması gereken bir şey midir?
Her kadın biraz femme fatale, biraz erkek, biraz çocuk, biraz, biraz katil… Küçücük bir kız çocuğunda bile yaşıtındaki erkeklerden farklı zekayı/hırsı görmek mümkün. Zaten her kadın yaratılışından itibaren femme fatale tanımını içinde barındıran bir varlık. Bunu bastırmak var, ya da hiç çekinmeden oynamak. Bence bu biraz da oyun, bir rol… Gerçek olmayan…
Senin karakterin bir tiyatro eserinde yansıtılacak olsa, nasıl bir kadın anlatılmalı?
Bu soruyu cevaplayabilmem için kendimi çok iyi tanımış ve çözmüş olmam gerekiyor, oysa ben her gün yeni bir şey keşfediyorum benliğimde. Geçenlerde bir arkadaşım çıkışı olmayan bir labirente benzetti beni. Henüz karaktere geçemedim yani, nesneler ile idare ediyorum.
Bir kadının istediğini elde etmesi için her şey mübah mıdır? Buradaki sınırı sence ne belirliyor?
İstediğini elde etme konusunda kadın ya da erkek olman bir kolaylık sağlamıyor bence. İnsan olarak düşündüğünde elde etmek mi önemli olan yoksa elde edene kadar geçtiğin yollardan, deneyimlediğin anlardan pişmalık duymadan kavuştuğun her ne ise onunla huzurlu ve mutlu olmak mı? Sınırları kendin belirlersin. Herkesin sınırı, doğrusu, yanlışı birbirinden –evrendeki tüm renkler- kadar farklı… Bir genelleme yapamam. Birçok insan sınırları aştığını düşünürken, bilmezler ki belki de o sınırları aslında sen belirlemişsin ve başkaları sahiplenmiş kendilerininmiş gibi… Kim bilebilir?
Asla oynamayı kabul etmeyeceğin bir rol var mıdır?
Ciddiyetsiz ve üzerine düşünmeye bile layık olmayan hiçbir karakteri oynamam söz konusu olamaz.
Salome, Vaftizci Yahya’nın kellesini üvey babasından istiyor. Senin bugüne kadar babandan veya başkasından istemek zorunda olduğun en zor şey ne oldu?
Kimseden bir şey istemek zorunda kalmama lüksünü ömrümün sonuna kadar yaşamak istiyorum. Ne maddi ne manevi.
Herodias gibi aşkını, aileni veya itibarını korumak uğruna bir başkasının zarar görmesine göz yumabilir misin veya bunu özellikle isteyebilir misin?
Sahip olduğum değerleri korumak adına çok acımasız olabilirim, maddesel bir zarar verme duygusunu eylem olarak hiç yaşamadım. Ama insanız, tehlikeliyiz, kim bilir kaç bilinmeyenli bir denklemiz.
Salome’nin yedi duvak dansı ona istediğini elde etmesini sağlayan yeteneği… Bergüzar Korel’in yedi duvak dansı nedir?
Kelimelerim…